Geçtiğimiz hafta sonu (25-26 Şubat 2017), sadece İstabul’dan değil, Türkiye’nin dört bir yanından yeme-içme profesyonellerini buluşturan Sommeliers’ Selection Türkiye 2017 gerçekleşti. Etkinliğin amacı, katılımcılara Türkiye’de yetiştirilen farklı üzümlerden yapılan şarapları belli kategorilere ayırarak türdeşi yerli ve yabancı şaraplarla kıyaslayabilme olanağı sunmaktı. Daha fazlasını merak edenler için düzenlenen Master Class ise, dünyaca ünlü iki uzmanın, Ronan Sayburn MS ve İsa Bal MS’ın görüşlerini almak ve bilgi paylaşımı açısından önemliydi. Sommeliers’ Selection Türkiye 2017’nin her üreticiye bir stand verilen tadım etkinliklerinden farkı, şarap stillerine (örneğin monosepaj Narince, Chardonay bazlı kupajlar, Öküzgözü ve Boğazkere bazlı kupajlar, orta gövdeli kırmızlar gibi ayrımlarla) göre farklı üreticilerin ve farklı fiyat aralığındaki ürünlerin yan yana bulunmalarıydı. Bu gibi profesyonel etkinliklerin sayısı gittikçe azaldığından, etkinliğin sektörde büyük ilgi uyandırması şaşırtıcı değil. Ancak ilk defa düzenlenmesine rağmen organizasyonun düzeni ve şarapseverlerin ilgisi de takdire değerdi. İşte kısa notlar halinde etkinlik izlenimlerim:
Memleketi kadınlar kurtaracak
Türkiye’de gıda sektörü son yıllarda kadınların el atıp, seviyeyi yukarı taşıdığı bir alan. Bu nedenle gıda alanında iş kuran kadın sayısı oldukça fazla. Şarap değerlendirme ve servisi alanı hala erkek egemen olsa da (ama sommelier yarışmalarımızda kadına adaylar daha başarılı) üretimde yine kadın emeğinin yoğun olduğunu görüyoruz. Gerek aile işinde ürünün her aşamasında, gerekse büyük bir markanın satışı ve pazarlamasında… Bu nedenle Sommeliers’ Selection Türkiye 2017 standlarında kadınlar yine işlerinin başındaydı. Gali, Chateau Nuzun, Vino Dessera, Vinolus, Adco, Nif, Karnas, Yedi Bilgeler ve yoğunluktan ötürü karşılaşamadıklarımız… Ürünlerini anlattılar, soruları yanıtladılar, eleştirileri dinlediler, notlar aldılar. Etkinliğin Eşsiz Lezzetler Yolculuğu bölümünde yer alan peynir, zeytinyağı, çikolata, koku eğitim seti ve ekmek üreticileri yine kadınlardı, harika lezzetlerini tattırmak için gelmişlerdi. Türk şarapları hakkında yapılacak bu denli kapsamlı bir etkinliği izlemek için ta İtalya’dan gelen blogger da bir kadındı. Kanaatim odur ki, kadınların işine tutkusu ve gelişime açık zihin yapısı bizi daha iyi bir yere götürecek.
38 firma 179 şarap
Etkinliğe katılımda sayıyı sınırlamak amacıyla her üreticiden en az iki, en çok 10 şarap ile katılması istendi. Bu nedenle bazı üreticilerin çok bilinen, popüler şarapları bu etkinlikte yer almadı. Ancak üçü ithalatçı 35’i yerli üretici 38 firmanın 179 şarabı beyaz, roze, kırmız ve tatlı şaraplar olarak sınıflandırıldı. Etkinlik başlangıcında verilen not defteri, hem şarapları ve sınıflamayı takip etmek hem de tadım notlarını almak isteyenlere çok yardımcı oldu. Bu etkinlik için yurt dışından gelen Master Sommelier’ler (MS) Sayburn ve Bal, Master Class için bu 179 şaraptan 13’ünü seçmişti. Her biri kendi türünün karakteristik özelliklerini yansıtan Emir, Narince, Chardonnay, Chenin Blanc, Kalecik Karası, Papazkarası, Karasakız, Marselan, Öküzgözü, Acıkara, Şiraz, Merlot, Cabernet Sauvignon gibi üzümlerin monosepaj ve kupajları ustaların yorumlarıyla eşliğinde tadıldı.
Yeniler ve sürprizler
Üretime yeni başlamış olmasa da ticari arenaya yeni çıkan Edrine, Edirneli Öktem Bağcılık’ın kendi bağlarında yetiştirdiği Cabernet Sauvignon, Merlot, Şiraz, Pinot Noir ve Papazkarası üzümlerinden yapılan kırmızı şaraplarla, ama en çok da kalitesinin yanında 20-22 TL’lık fiyat etiketleriyle dikkat çekti. Bodrumlu butik üretici Karnas, Trakyalı Saranta, Orta Anadolulu Gordias, Balıkesir Gömeçli Ma’adra ve İzmirli Öküzgözü Şarapçılık, yeni ürünleri ile arenada yer edinmeye çalışıyordu. Kayserili Vinolus‘un Master Class’ta da tadılan Narince 2015’i ise, katılımcılar arasında hem bu üzüme neden “narince” dendiğinin hem de küçük üretici olmanın kaliteye engel olmadığının kanıtı olarak anıldı.
Yeni başlayanlar için
Etkinliğin ikinci günü her seviyeden şarapseverin katılımına açıktı. Yeni başlayanlara önerim, bu gibi etkinliklerde acele etmeden, dokümanları inceleyerek ve kendi ilgi alanlarına odaklanarak standları ziyaret etmeleri. Amerika bir günde keşfedilmedi, şarap hakkında her şeyi bir günde öğrenmek mümkün değil. Fakat not tutmanın öğrenilenlerin kalıcı olması ve kıyaslama yapmak için faydası büyük olacaktır.
Organizatörler için
Gustobar tarafından organize edilen ve Coravin, Zalto, iFavine, WineEmotion, Meiko, La Sommeliere ve The St. Regis Istanbul tarafından desteklenen organizasyonda, programdaki küçük bir sarkma ve Master Class’ta konuşmacıların arka taraftan uğultulu biçimde duyulması dışında gözüme çarpan bir aksaklık yoktu. Ancak gerek tadımlar arasında mola vermek ve tanıdıklarla selamlaşmak, gerekse belli alanlarda yığılmaları önlemek için duraklama/dinlenme alanları ayrılmasında fayda var. Sommeliers’ Selection Türkiye etkinliğinden üreticilerin de fayda sağladığını umarım. Türk şarapçılığı ve gastronomisi açısından önem taşıyan bu etkinliğin her yıl tekrar etmesini ve gelenekselleşmesi hepimizin kazancına olacaktır.
Nahide Mutlu