İstanbul’da yeni açılan restoranların çoğu Karaköy’de. Beyoğlu’nun pabucu dama atılmış gibi görünüyor ama Pera Palace Jumeriah İstanbul‘un bulunduğu Tepebaşı bölgesindeki hareketlilik, bize bu bölgenin eski görkemli günlerine dönmekte olduğunu düşündürüyor. Nitekim Yeni Nesil Meyhane mottosuyla hizmete giren Veranda Pera, hem terası ve muhteşem manzarasıyla hem de yenilikçi mönüsüyle İstanbullular’a çok şey vaat ediyor.
Veranda Pera, Mutfak Sanatları Akademisi’nde eğitmenlik yapmış olan şef Bilge Başer’in yönetimindeki mutfak ekibiyle Anadolu mezeleri ağırlıklı bir mönü sunuyor. Gastronomi terminolojisinde Anadolu mezeleri diye bir şey yoksa, bugünden sonra girebilir. Çünkü son zamanlarda “yeni nesil” şefler, yerel ürünler ve farklı yörelerin yemeklerini modernize ederek mönülerine ekliyorlar. Elbette mezeler de bundan nasibini alıyor. Örneğin Veranda Pera’nın mönüsünde yer alan somon pastırma, deniz börülceli marine levrek, Boşnak etli humus, karamelize cevizli Çerkez tavuğu, kekikli muhammara gibi mezeler, hem otantik ruhunu koruyor hem de bir miktar “aşçı dokunuşu”na sahip. Bu nedenle bu tür mezeler Anadolu mezeleri olarak adlandırılabilir (her ne kadar Anadolu’da bu yiyeceklerin bazılarının orijinali aslında rakı mezesi olmasa da).
Restoranın mönüsü mezelerden ibaret değil. Ana yemek olarak ağır ateşte pişmiş dana dili, ızgara kaya levreği, salata olarak baharat soslu cibes salata ve trüf soslu taze baharat salata gibi lezzetler de sunuluyor. Mekanın harika terası yemek öncesi ve sonrasında vakit geçirmek için çok uygun. Bu nedenle Veranda Pera’nın bar menüsü de oldukça zengin kokteyl ve alkollü içecek çeşitlerini barındırıyor.